İklim krizi, insanlığı ve gezegeni tehdit etmeye devam ederken, her yıl düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP), bu yıl 29’uncu kez Azerbaycan’ın ev sahipliğinde başladı. 22 Kasım tarihine kadar sürecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP29, iklim kriziyle mücadelede somut çözümler üretmek için dünya liderlerini, bilim insanlarını ve aktivistleri bir araya getiriyor. Bakü’de düzenlenen COP29’un ana çerçevesi, birbirini tamamlayan iki ana başlık üzerine kurulmuş bulunuyor: Hedefleri Yükseltmek (Enhancing Ambition) ve Eylemi Kolaylaştırmak (Enabling Action). Hedefleri yükseltmek, ülkelerin daha iddialı ulusal plan taahhütlerinde bulunmalarını ve bu taahhütleri şeffaf bir şekilde uygulamalarını teşvik etmeyi amaçlarken Eylemi Kolaylaştırmak ise hedeflere ulaşmak için gerekli olan finansmanın ve kaynakların sağlanmasını ele alıyor. İklim finansmanı bu bağlamda büyük bir rol oynuyor; hem gelişmiş ülkelerin destek sağlaması hem de gelişmekte olan ülkelerin iklim hedeflerine ulaşmaları için ihtiyaç duydukları finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması hedefleniyor.
Ana Gündem: İklim Adaleti ve Karbonsuz Ekonomiye Geçiş
Küresel ısınmanın önüne geçebilmek adına karbonsuz enerji kaynaklarına geçiş büyük bir öncelik taşıyor. COP29 kapsamında küresel ölçekte yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvik edilmesi, ülkelerin emisyon azaltımı için net hedefler koyması ve fosil yakıtlardan vazgeçilmesi gibi somut adımların ele alınması bekleniyor.
COP29’un ana teması olan “karbonsuz ekonomiye geçiş” kapsamında, ülkelerden somut eylem planları sunmaları bekleniyor. Bu geçiş, yalnızca karbon emisyonlarını azaltmakla kalmayıp aynı zamanda adil bir dağılımı teşvik ediyor.
İklim Adaleti
İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre iklim krizi yalnızca çevresel bir sorun değil, daha geniş perspektifte bir insan hakları sorunu olarak konumlanıyor ve iklim değişikliği gelişmekte olan ülkelerde insan hakları ihlallerine yol açıyor. COP29, bu ülkelerde iklim değişikliğinin yarattığı ekonomik ve sosyal zorlukların azaltılması adına “iklim adaleti” perspektifini gündeme taşıyor. İklim adaleti kapsamında gelişmiş ülkelerin iklim kriziyle mücadelede daha fazla mali destek yaratması ve gelişmekte olan ülkeler için uyum finansmanı sağlanması talep edilecek.
İklim Krizine Dirençli Toplumlar Oluşturmak
İklim değişikliği yalnızca çevresel bir sorun teşkil etmediği gibi bu sorunla mücadelede de yalnızca çevresel değil toplumsal önlemlerin de alınması gerekiyor. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için özellikle yoksul topluluklarda sağlık, gıda güvenliği ve konut gibi alanlarda dayanıklılığın artırılması ve yerel toplulukların desteklenmesi üzerine çalışılması gerekiyor. COP29’un odaklandığı ana maddelerden bir tanesi de bu bağlamda dirençli toplumlar oluşturmak olarak öne çıkıyor.
Karbon Kredileri ve Uluslararası Karbon Piyasalarının Etkinleştirilmesi
Karbon kredileri, ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmasına katkı sağlayan araçlardan biri olarak görülüyor. Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, karbon piyasalarının, doğru yönetilmediği takdirde insan hakları ihlallerine neden olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Bu nedenle COP29'da karbon piyasalarının adil ve şeffaf bir şekilde düzenlenmesi konusu da ön planda yer alıyor.
Türkiye’nin iklim değişikliğiyle ilgili uzun dönem stratejisi de COP29’da kamuoyuna açıklanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un belirttiğine göre, Türkiye’nin “2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi” yol haritası, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele planları ilk kez COP29’da dünyayla paylaşılacak.
Kaynak:
UN Climate Change Conference Baku — November 2024 | UNFCCC
https://www.checinternational.org/news/cop29-agenda-and-thematic-days-published
https://www.hrw.org/tr/news/2024/09/24/questions-and-answers-united-nations-climate-change-conference-cop29