COP 16 Kumming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi ve Çıktıları

COP 16 Kumming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi ve Çıktıları

İnsan yaşamı için vazgeçilmez olan temiz hava, su, gıda, ilaç ve doğal kaynakların sağlanması gibi birçok ekosistem hizmeti, biyoçeşitliliğe bağlı olarak gerçekleşiyor.

​​​​​​​​​Bir ekosistemdeki tüm canlı türlerinin çeşitliliğini ifade eden biyoçeşitlilik, gezegenin sağlığı için temel bir unsur olarak kabul ediliyor. İnsan yaşamı için vazgeçilmez olan temiz hava, su, gıda, ilaç ve doğal kaynakların sağlanması gibi birçok ekosistem hizmeti, biyoçeşitliliğe bağlı olarak gerçekleşiyor. Küresel ısınma ise biyoçeşitliliği tehdit eden en büyük faktörlerden birisi. Artan sıcaklıklar, değişen hava koşulları ve iklim dengesizlikleri, dünya genelindeki ekosistemleri ve canlı türlerini derinden etkiliyor. 2022 senesinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Kumming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi ( The Kunming-Montreal Global Biodiversity Framework — GBF ) küresel ısınmanın biyoçeşitlilik üzerindeki bu gibi etkilerine özel olarak dikkat çekmeyi ve ülkelerin bu konuda çeşitli politikalar geliştirmelerini teşvik etme amacı taşıyordu.

2022’den bu yana Birleşmiş Milletler tarafından Kumming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’ni kabul eden ülkelerin katılımıyla düzenlenen biyoçeşitlilik konferansı bu sene 21 Ekim — 1 Kasım tarihlerinde Kolombiya’nın Cali şehrinde küresel liderleri bir araya getirdi.

12 gün boyunca 170 ülkenin delegasyonlarının katıldığı konferansta, özellikle Yerli Halklar, Afrika kökenli topluluklar ve doğanın genetik verilerine yönelik anlaşmalar dikkat çekti. Konferansın ana çıktıları ise şu şekildeydi:

1- Yerli Halklar ve Afrika Kökenli Toplulukların Tanınması: ​COP16, Yerli Halklar ve Afrika kökenli toplulukları biyoçeşitlilik koruma çabalarının ana aktörleri olarak tanıdı. Bu toplulukların bilgi, yenilik, teknoloji ve geleneksel uygulamalarının korunması ve sürdürülebilir kullanımında önemli bir rol oynadığı vurgulandı. GBF’nin 8J maddesi kapsamında, bu toplulukların karar alma süreçlerine tam ve etkili katılımını sağlamak amacıyla kalıcı bir yan organ oluşturulmasına karar verildi. Bu organ, doğa koruma eylemlerini tanımlamak için ülkelerle Yerli Halklar arasında diyalog kurmayı hedefliyor.

2- Doğanın Genetik Verileri İçin Küresel Fonun Oluşturulması: Konferansta, genetik bilgilerin dijital sekans bilgileri (Digital Sequence Information — DSI) üzerinden kullanımına yönelik küresel bir fon oluşturulması kararlaştırıldı. Genetik bilgileri kullanarak ürün geliştiren şirketlerin, kârlarının bir kısmını bu fona aktarması gerekecek. Fon, Yerli Halklara ve yerel topluluklara doğrudan veya hükümetler aracılığıyla aktarılacak.

3- Biyoçeşitlilik İzleme ve Finansman Konularında Eksiklikler: COP16'​da, biyoçeşitlilik izleme mekanizmaları ve Kunming-Montreal Küresel Çerçevesi’nin uygulanması için kaynak mobilizasyonu ele alındı. Ancak, biyoçeşitlilik koruma planını hayata geçirebilmek için gerekli olan 700 milyar dolarlık finansman modeli üzerinde uzlaşı sağlanamadı. Ayrıca, ülkelerin çerçeveye uyumunu izlemek için bir mekanizma henüz tamamlanmadı.

4- Sivil Toplumun Katılımı ve Farkındalık Artışı: Konferans boyunca oluşturulan “yeşil alan” sayesinde, 40.000'​den fazla kişi etkinliklere katıldı ve yaklaşık bir milyon ziyaret gerçekleşti. Bu alan, biyoçeşitlilik üzerine farkındalık yaratan Kolombiya tarihindeki en büyük eğitim kampanyasına ev sahipliği yaptı.

Kaynaklar:

https://www.cbd.int/...​

www.tarimorman.gov.tr/...

environment.ec.europa.eu/...

​www.carbonbrief.org/...