Sürdürülebilirlik Sözlüğü: Çevre/İklim

Sürdürülebilirlik Sözlüğü: Çevre/İklim

Sürdürülebilirlik yaklaşımı, dilimize pek çok yeni kavram kazandırdı. Sürdürülebilirlik Sözlüğü’nün ilk ayağında insan faaliyetlerinin üzerinde doğrudan ve dolaylı olarak etkisinin bulunduğu “çevre/iklim” başlıklarına yer veriyoruz.

​​İnsanlığın doğal kaynakları tüketme hızı göz önüne alındığında yürütülen her faaliyette ve süreçte sürdürülebilirlik yaklaşımının önemi daha da artıyor. Bu yaklaşımın bir yaşam biçimi haline gelebilmesi ise aynı dili konuşmayı gerektiriyor.

Sürdürülebilirlik yaklaşımı, dilimize pek çok yeni kavram kazandırdı. Sürdürülebilirlik Sözlüğü’nün ilk ayağında insan faaliyetlerinin üzerinde doğrudan ve dolaylı olarak etkisinin bulunduğu “çevre/iklim” başlıklarına yer veriyoruz.

1,5 Derece Sınırı: Küresel ısınmanın sınırlandırılması için eşik olarak belirlenen seviye.

Aktif Ulaşım: A noktasından B noktasına, çevreye zarar vermeyen ulaşım biçimlerini (yürümek, bisiklet sürmek vb.) tercih etmeyi ifade eder.

Biyoçeşitlilik: Dünya üzerindeki tür ve gen çeşitliliğini ifade eder.

Biyoekonomi: Gıda, enerji ve endüstriyel ürünler üretmek için yenilenebilir biyolojik kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını içerir.

COP (Taraflar Konferansı): Birleşmiş Milletlerin iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek ve bir iklim eylem planı oluşturabilmek adına, çeşitli ülkelerden liderlerin katılımıyla 1995 yılından bu yana düzenlediği konferans. “Taraflar”; Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) taraf olan 198 ülkeyi ifade eder.

Çevresel Sürdürülebilirlik: İnsanlığın doğaya ve çevreye olan etkilerini minimize etmek, doğal kaynakları gelecek nesiller için korumak ve sağlıklı bir çevre bırakmak için yürütülen faaliyetlerin tamamını ifade eder.

Dekarbonizasyon: Endüstriyel ve enerji üretim süreçlerinde karbon emisyonlarının azaltılması veya sıfıra indirilmesi anlamına gelir. Diğer bir deyişle, atmosferdeki insan kaynaklı karbon emisyonunu azaltma sürecidir.

Doğa Pozitif: 2020 temel alınarak 2030 yılına kadar ekosistem ve biyoçeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için gezegenin ve toplumların direncini artırmak anlamına geliyor. Bir diğer deyişle “üret, kullan, at” yaklaşımının yerini “azalt, geri dönüştür, tekrar kullan” yaklaşımına bırakmasıdır.

Dünya Limit Aşım Günü: İnsanlığın bir yıl içinde tükettiği kaynakların, Dünya’nın aynı yıl içinde yenileyebileceği miktarı aştığı tarihe işaret etmektedir.

Dünya Saati: Gezegenimiz için harekete geçmek ve iklim krizine karşı farkındalık yaratmak için Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) girişimiyle başlatılan, 2007’den bu yana her yıl mart ayının son cumartesi günü dünyanın bir saatliğine karanlığa bürünmesini hedefleyen hareket.

E-atık: Kullanım ömrünün sonuna gelmiş elektronik cihazları ifade eder. Örneğin televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi, bilgisayar, telefon vs.

Eko-etiket: Bir ürünün yaşam döngüsü boyunca düşük bir çevresel ayak izine sahip olduğunu gösteren işarettir.

Emisyon: Gaz ya da gaz partikül karışımlarının atmosfere salımına verilen ad.

İklim Adaleti: İklim değişikliğine ilişkin karar ve eylemlerin merkezine gezegeni korumaktan öte, daha adil ve daha eşit bir dünya yaratacak şekilde insan haklarını koymayı ifade eder. İklim adaletine göre iklim krizine en çok katkıda bulunanlar ve krizden en çok yararlananlar en büyük sorumluluğa sahip.

İklim Dayanıklılığı: Bir topluluğun ve çevrenin iklim olaylarını öngörme, yönetme; bu olayların yarattığı etkilere uyum sağlama, riskleri yönetme ve çevreye en az zarar verecek bir biçimde toparlanma ve dönüşüm kapasitesidir.

İklim Geribildirim Döngüsü: İklimde yaşanan bir değişikliğin ilave başka değişiklikleri tetiklemesi ve bunların zaman içinde güçlenerek zincirleme bir reaksiyon biçiminde sürüp gitmesidir.

İleri Dönüşüm: Atılan malzemeleri, eşyaları onararak yeniden kullanılmasını sağlamaktır.

Kapsam 1: Bir kuruluşun sahip olduğu veya kontrol ettiği kaynaklardan, doğrudan açığa çıkan sera gazı emisyonlarıdır.

Kapsam 2: Bir kuruluşun satın aldığı enerjiden kaynaklanan (elektrik, ısıtma vb.), dolaylı sera gazı emisyonlarıdır.

Kapsam 3: Bir kuruluşun faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan ancak doğrudan kontrolünde olmayan, dolaylı sera gazı emisyonlarıdır. Bu kapsam, hammadde üretiminden ürün kullanımına, atık yönetimine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Örneğin, plastik, çelik gibi hammaddelerin üretiminden kaynaklanan emisyonlar, tedarik zincirinde nakliye ve dağıtım sürecinde ortaya çıkan emisyonlar, iş seyahatlerinde tercih edilen ulaşım biçimleri vs.

Karbon Ayak İzi: Bireylerin, kurumların veya ürünlerin doğrudan ve dolaylı yollarla atmosfere saldığı karbondioksit ve diğer sera gazı emisyonlarının ölçümüdür.

Karbon Denkleştirme: Bir kuruluşun karbon kullanımını sıfıra indirmek yerine atmosfere salınan karbon miktarını dengelemek için enerji tüketimini azaltmak, enerji verimliliğini artıran projelere yatırım yatmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmek gibi karbon ayak izini azaltmaya yönelik yürütülen stratejinin bir parçasıdır.

Karbon Yerleştirme: Karbonu tutan, iklim direncini teşvik eden, biyoçeşitliliği koruyan, değer zinciri içindeki paydaşların karbon emisyonlarını azaltmak için yatırımlar yapmayı destekleyen stratejinin bir parçasıdır.

Karbon Yakalama: Çeşitli kaynaklardan gelen karbon emisyonlarını atmosfere salınmadan önce yakalayıp depolama teknolojisidir.

Karbon Yutağı: Atmosfere saldığı karbondan daha fazlasını absorbe edebilen her şeydir. Okyanuslar, ormanlar, sulak alanlar dünyanın en büyük karbon yutakları olarak görülmektedir.

Kritik Eşik: İklim değişikliğinin yol açtığı değişikliklerin geri döndürülemez hale geldiği noktayı ifade eder.

Mavi Ekonomi: Hem okyanusa dayanan hem de aktif olarak okyanus için iyi olan ekonomik faaliyetleri ifade eder.

Ormansızlaşma: Ormanlık alanların orman dışı kullanıma dönüştürülmesi.

Paris Anlaşması: İklim değişikliğiyle topyekûn mücadele edebilmek adına, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren anlaşma. Anlaşmanın temel hedefi, küresel sıcaklık artışını 2°C altında tutmak, mümkünse 1,5°C ile sınırlamak.

Sera Gazı: Yeryüzüne yansıyan güneş ışınlarının atmosferde tutulmasına sebep olan ve gezegeni ısıtan gazlardır. Karbondioksit, metan, azot oksit, nitroz oksit, su buharı, florlu gazlar sera etkisi yapan gazlardır.

Sıfır Atık: İsrafın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, oluşan atık miktarının azaltılmasını, etkin toplama sisteminin kurulmasını, atıkların geri dönüştürülmesini kapsayan atık önleme yaklaşımı olarak tanımlanan bir hedeftir.

Su Ayak İzi: Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan suyun miktarını belirten gösterge.

Tek Kullanımlık: Bir kez kullanıldıktan sonra atılan ürün. Örneğin, kahve filtreleri, plastik servis ürünleri, plastik ambalajlar, çöp torbaları, kâğıt peçete/havlu vs.

Yeniden Ağaçlandırma: Genellikle ormansızlaşma yoluyla tükenen mevcut ormanların ve ormanlık alanların doğal veya planlı olarak yeniden canlandırılması işlemidir.

Yeşil Bina: Çevre dostu tasarım anlayışla inşa edilen, enerji ve su tasarrufu sağlayan yapılardır.

Yeşil Teknoloji: Teknolojinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı, doğal kaynakları korumayı ve enerji verimliliğini artırmayı amaçlayan teknolojik çözümleri kapsar.